5 Aralık 2010 Pazar

Zor.

Bile bile lades demişken... Biz bile bile lades yapmaya geliyoruz aslında hayata.
Gözlerimizi ilk açışımızda, ilk koku alışımızda, ilk ağlayışımızda...
Her şeye rağmen devam ediyoruz nefes almaya, ayakta durmaya çalışmaya, inanmaya...
Kimse bize bir gün öleceğimizi söylemiyor.
Ama biliyoruz.
Bunu kabullenmiş olarak doğuyoruz çünkü.
Sahi, kabullenmek var mı genlerimizde? Yoksa böylesi daha mı kolay?
Kolay olması neyi değiştirir ki? Hangimiz kolayı sevdik, hangimiz kolaya bağlandık?
Zor olandı hep sevdiklerimiz, değer verdiklerimiz, önemsediklerimiz...
Çünkü ne kadar zorsa o kadar emek harcadık, o kadar özveride bulunduk.
Ulaştıktan sonra o kadar da zor olmadığını görünce hangimiz soğumadık isteklerimizden?
Daha zoru vardı hep, daha ulaşılması güç doruklar...
Ne zaman dizginledik kendimizi? Ya da dizginlemeyi hiç istedik mi?
Zor olanla basit olanın değerini hiç karşılaştırdık mı? Belki en basiti en faydalı çözümdü bizim için?
Gökte ararken yerde bulduk mu hiç?
Kırabildik mi bir kez olsun önyargılarımızı?
O değil de, zor olan aslında zor olduğunu biliyor muydu? Zor kimin zoruydu? Belki en basiti oydu?
En basiti oydu da çok çaba harcaması işimize gelmiştir yahut?
Bu işler zor.
Yaşamak zor.
Ölmek zor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder