Kimi zaman bir çikolata parçasıdır tek istediği yahut son model bir araba. Belki bir heykeltraşın sihirli ellerinin dokunuşlarından yaratılmış kadar güzel bir kız , belki dökümleri bile eline sığmayan bir banka cüzdanı...
Bazen yüzük parmağında gururla taşıdığı 5 karatlık elmasın parıltısıdır gözlerinin rengi bazen ise evlerinin önündeki masmavi denizin üzerine doğan güneşin ışıltısıdır.
Bazısı için sabah kalktığında hala yaşıyor olduğunu hissetmektir hastane koridorlarında -ertesi günden hiç emin olamayacak olsa da- bugünü için şükretmektir. Bazısı için ise uğruna dünyayı değiştirebileceğine inandığı çocuklarının bir içten gülümsemesidir.
Haftalarca çalıştığı sınavının çok iyi geçmesi , suratsız patronunun dengesiz fikirlerini bir günlüğüne askıya alıp seni terfi ettirmesi , hayatını adamış olduğun film yıldızının seni farketmesi...
Tek isteğimiz bizden izin almaksızın midemizden kalbimize yol alarak tüm bedenimizi ele geçiren , içimizde hissettiğimiz her saniyesinde daha da uzun sürmesini şevkle ümit ettiğimiz şeydir. Ayak parmaklarımız ile ellerimizi kenetleyen , omuzlarımızı boynumuzla kavuşturan ve elbette ağız kenarlarımızı kulaklarımızı tanıştırmaya istekli "o" duygu...
Yeni doğmuş bir bebek için annesinin kokusudur güvende hissettiren , onu gülümseten , sımsıcak sarıp sarmalayan. Tasarımları , fotoğrafları , başkalaştırmaları olmayan sorgusuz sualsiz ve güven dolu bir bebek mutluluğudur hayatımız boyunca aradığımız. O koku , o parıldayan gözler , o ses , o sıcaklık , o aitlik...
İlk fotoğrafımız hazırdır artık ilk mutlu olduğumuz an , ilk gülümsememiz , ilk ait oluşumuz.
3 yaşında çikolatadır , 7 yaşında evcilik oynamak , 10 yaşında ilk aşık olduğumuz kişi...
Hızla biriken fotoğraf albümlerimizi bölümlere ayırma vakti gelir ansızın , yaşadığımız çevre , alışkanlıklarımız ve düşüncelerimiz ayraçlarımız olur böleriz fotoğraf albümümüzü tereddüt etmeden.
İstediğimiz fotoğraflar da değildir artık , istediğimiz yalnız "o" fotoğraftır. O ışık , o netlik , o açı , o karedir. Hayatımızı o kareye yönlendiririz , o resmi elde etmektir artık başarı algımız. Kimi yabani bir yol tutturur kendine , kimi için temiz bir otobandır resme giden. Bazımızın bacaklarını çizer asi dallar , bazımızın ise saçlarını okşayarak hedefe meyiller onu esen rüzgar. Yorulanları , durup etrafını kollayanları veya aslında gitmek istedikleri yolun sonunun o resme çıkmadığını farkedenleri , normları olmadan yaşayamayanlar ittirir bu sefer. Bazı meraklı "kalıpçılar" ise tutuverir onları , kendi yanlışlarının , kendi bastırılmış isteklerinin önüne geçirmez engel olur adeta sahiplenirler.
Durup soluklanırken kendimizi etraftan soyutladığımız zamanlarımız da olur , ne istediğimizden emin olamadığımız , ne yapacağımızı bilemediğimiz. Ama artık fotoğraf albümlerimiz doludur ve hangisinin doğru kare olduğunu bilemeyiz.Dahası artık o fotoğraf karelerini hangi çekmecede sakladığımızı bile hatırlamayız. Tesadüfi bulsak bile artık o fotoğraflar çekilirken ne hissettiğimizi , ne düşündüğümüzü anımsamayız.Yalnızca elimizde fotoğraflar başkalarının ağzından konuşuruz , ne anlattığımızı bilemeden.
Fotoğrafların artık biz olmaktan çıktığını , sırf başkaları için o fotoğraf karelerini ellerimizde sallamaya devam ettiğimizi farkedebilmemiz ise ya en yakınımızın gidişine ya da yolumuzun hastaneye düştüğü günlere rastlar genelde. Kısa bir şükrediş sonrası yine kavrayıveririz uğruna hayatımızı adadığımız kağıt parçalarını.
Gün olur , o fotoğraf karelerini yaşarız. Bekleriz ki "o şey" midemizden kalbimize yol alsın , tüm vücudumuzu sarsın. Bekleriz ama yoktur.
Ya da o fotoğraf karelerini yakarız terli ellerimizle aniden , kalbimiz ağzımızda. Hem de "iyi ki yaktım"larla.
Sadece midemizden kalbimize yol alan , tüm bedenimizi ele geçiren , ellerimizi karıncalandıran histir beklediğimiz. Gülümsemektir , içinde bulabildiğindir , bırakıp kaçmakla unutamadığın , aradığında bulamadığındır. Mutluluktur , başkasının göremediği ama paylaşmak istersen daha da çoğalıp , ellerinle kavrayamadığın halde bir anda tüm çevreni sarandır. Bir sebebe bağlı olması gerekmediğini farkedebildiğin anda başlayan ve artık hiç bitmeyecek olandır.