8 Ağustos 2010 Pazar

Bir başlangıç gerek.

Uzun zaman sonra yeni blog açtığıma göre , bir açılış konuşması yapma zorunluluğu hissettim üzerimde. Aslında eski yazılarımdan birini koymayı hedeflemiştim başlangıç için , sonra "Aynı nehirde bir kez daha yıkanamazsın." mottosunu sürekli tekrarladığımı anımsayıp yazılarımı gözden geçirdim.

Üzerlerindeki toz üflemekle geçecek değildi , dahası o yazılar artık "ben" değildi. Ben kokmayan bir şeyi buraya koymak olası okuyucularımı benim hakkımda yanıltma kaygısından çok ne kadar "yol" katettiğimi görmezden gelmek olacaktı. Bu sebepten ötürü , bıraktım boş kalsın , gelecek yazılarımın önünü tıkamasın yahut bir başlangıç olmasın. Çünkü bir "başlangıç" yapmak için nerede olduğunu bilmelisin önce.

Yükseklik korkusu depreşmiş bir adrenalin bağımlısı misali ayağımın taştan kayıp içimden bir şeyler ta ağzımdan fırlayıp aşağıya düşecekken , boş kalmış terli ellerimi içimdekileri yakalamaya mı tutunacağım ipe mi götürsem kararsız bir halet-i ruhiye yaşadığım. Terli ellerim paslı kelimeleri yazmak için çok şey yaşadı belki , belki de içselleştirdiğim bir sebepsiz korku varlığını sürdüren. Ama şuna eminim , tertemiz bir sayfaya yazıyorum. Nerede olduğumu tam göremesem de epeyce yüksekte olduğumu hissediyorum. Bu yüzden ipe daha sıkı daha şevkle sarılmalı ve asla aşağıya bakmamalıyım , biliyorum.

Gün gelir de zirveye ulaşabilirsem şayet , o dans eden bulutların naif rüzgarı yalarsa saçlarımı o zaman bakacağım aşağıya. Vardığım zirve başladığım nokta değilse şayet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder