10 Ağustos 2010 Salı

Vapurlar felan.

Bu aralar sürekli bir an için durup hayatın ne garip bir adalet mekanizması olduğu hakkında kafa yormaya başladım. Mesela birine söylediğin bir şeyi yıllar sonra aynı şekilde kel alaka başka birinin ağzından duymak cidden çok ilginç.Deja- vu desen değil de hani.

Adalet üzerine kafa yoruyoruz sonra adaletin aslında hiç olmadığından bahsediyoruz. Bir de üzerine hukuk okuyoruz , hukuk yaratmaya and içiyoruz. Hoş hukukla o adalet terazisi arasındaki bağlantıyı hala daha anlayabilmiş değilim gerçi. "O kadar adil o kadar adiliz ki..." diye bağlayan cümlemi tamamlayacak şeyi bile seçemedim. Ülkemin abuk subuk siyasetçileri ve olmayan yargı sistemine değinmeyeceğim , konumuz o değil. Ama biraz durup hayatın bizimle aslında yalnızca kafa bulduğunu görmek bile insanı bulunduğu çevreyi gözlemlemeye sevk ediyor.

Misal zamanında senin yaptıklarını sana yapıyorlar , sana yapılanı sen yapıyorsun sonra gelip buna "hayat adaletsiz ki" diyerek kadeh tokuşturuyorsun. Rakı-balık yapma demiyorum arkadaşım başka sebeple iç , mesela Pollyanna'ya selam çak "gelecek güzel günlere içeliğm" falan de. Açık açık bir kuyuya düşüyorsun ve o kuyuyu zamanında büyük bir hazla ve şevkle sen kazmıştın.

Hiç kuyu kazmayalım mı yani? Mevlana tadında "ne olursan ol gel" diyerek mi dolaşalım?

Ütopyalarda yaşamayalım evet. Ütopyalar iyidir ama olsaydı ütopya olmazdı , değil mi?

5 yorum:

  1. Aslında ütopyalar zamanında gerçekleşmesi muhtemel şeylerdi, hatta bir kısmı gerçekleşmiş şeylerdi. Misal en bilindik Platon'un "Devlet"indeki ütopyada anlatılanlar; erdemli yöneticiler, cesur bekçiler askerler, zanaatkar insanlar, çalışanlar ülkemizin 1923 sonrası ilk yöneticilerinde bulunan şeylerdi. Okumaya başladım bu yazını devamında senin kendine yapılması istemediğin şeyleri başkalarına yapma moduna girmeyeceğini biliyordum. Aynı şekilde biz Atatürk ya da Atatürk ve silah arkadaşlarından sonra iyi yönetilmedik... Muhabbetine girmeyeceğini de belki ikisine de hafif değindin. Hiç bir şeyden pişman olmamak her şeye iyi yönden bakmak güzeldir tamam. Başkalarının yaptıkları şeylere engel olamıyoruz, üzülür müyüz sonuçları bize dokunuyorsa evet, onları boşverelim gitsin. Ama her şeyi belirleyen hayatı yönlendiren bizleriz, kendi yaptığımız hatalara üzülelim, bırak da o zaman gidip içelim ya... İyice karmaşık bir yorum oldu ama her neyse ütopyalar gibi senin gidip üzerine yemin ettiğin adalet, hak, hukuk kavramları da geçmişte kaldı... O yüzden haydi "ne olursan ol gel" ki içelim...

    YanıtlaSil
  2. benim tepkim insanların ısıtılıp önümüze getirilen yemekleri ilk defa tadıyormuş gibi davranmaları.misal secret okuyup "ay kuantum tamam artık iyi düşünücem" tadında kendi çaplarında bir "strateji" belirleyip o çizgide yürüyebileceklerini sanmaları.yapamazsın , olmaz çünkü insan komplike bir varlıktır , "her durumda içerim" de diyemezsin umursamamak ertelemek bir yere kadar.

    YanıtlaSil
  3. Beni az biraz tanıyorsan bir iki konu dışında sonuna kadar komplike olmayabilirim, umursamamak kolay yani zor bir iş değil hele ki insan gibi komplike bir varlık için : )

    YanıtlaSil
  4. "bir iki konu" dışında deme onur gün gelir takmadığın bir şeyi hiç ummadığım bir anda ve kişiden görürsün ve umursarsın.zaman mekana ve kişisine göre değişir kaldı ki sen de hep "bu onur" olmayacaksın.

    YanıtlaSil
  5. İşte zaten bir iki konu dışında derken geri kalan konuları umursamıyorum diyorum... "umursamamak" hiç bir şeyi "ummamak" ya da her şeyi "ummak" her şeyi herkesden beklemek olayına çıkıyor zaten, yani sen biraz sonra onur bi defol git bırak blogumu dersen çok basitinden 1,2 saniye takarım sonra bırakırım, 1,2 saniye olayına göre en fazla 1,2 saate kadar çıkar, "bir iki konu" dışında bahsediyorum zaten. Bu özelliğimin pek insanları incittiğini görmedim, incitmediği sürece de bu özellik için konuşuyorum sadece "bu onur" olarak kalmayı dilerim. Hayata bir kere gelmiyor muyuz, tadını çıkaralım, daha kötüleri de olabilirdi diye düşünelim... Ama polyanacılıkla farkı şurada bu sadece senin bir şey yapamayacağın konulardaki düşünce tarzım, yani ben şimdi seni üzsem ya da gitsem vursam birini pişman olurum, üzülürüm, epey takarım, kafa yorarım üzerinde yani aman neyse bir pislik daha ortadan kalktı, ya da neyse zamanında o da beni üzmüştü falan demem yani :D

    YanıtlaSil