25 Ocak 2011 Salı

Şarap ve Menekşe

Dik bir yokuşun yuvarlanışları, bulutlu bir semanın arasından süzülen sızıyı andırırken
Siyah bir ilgi, devinimsiz bir sorgu oluverir bazen.
Sıcak şarabın kadehten süzülmesi gibi
Damlaması usul usul akça örtüye
Ve seyrelmesi damağında tarçının
Tortullaşması, sinmesi dişlerine.

Sen hiç sırça bir kin gördün mü
Ya da ödenmemiş bir öfke?
Dingin bir öngörü kadar suskun olur her biri.
Bilirsin.
Ya da bilmezsin, bilinmez.

Bir sarmaşığın duvara yerleşmesi yavaşlığında
Ve bir ceylanın suda aslanın yansımasını görmesi şeffaflığında
Tuz kokan bir mahalde salınan bir tavşan kararsızlığında
Kızgın kumların çekincesini kadehten süzülen şarabı dudaklarında gezdirmesinde bulduğu gibi.
Sezgisel sanrıları ciğerlerinden boşalttığında
Fısıltılar ful yapraklarını rüzgara kattığında
son bulacakmış
gibi.

Beyhude baharların sisli güneşinde açan bir gelincik
Denizi hiç görmemesine rağmen onunla rekabet edebileceğini sanan bir menekşe
gibi
En az onun kadar bi çare
ve eşsiz.

2 yorum:

  1. ilginç bi şiir olmuş,kalemine yada artık klavyene sağlık:) hoşuma giden kısımları var,ama 'bi çare' birleşik de yazılıyor.'Biçare' daha güzel olurdu. Bi' de sezgisel yerine sezgiliyi tercih etseydin keşke.Betimlemeler çok iyiydi tekrar tekrar okudum hatta ama yordu bazı yerlerde.Bir şiire böyle yorum olur mu-bilemedim-mazur gör..
    yorumcu2.

    YanıtlaSil
  2. Yorumun her türlüsü makbuldür bence. Teşekkür ederim yeniden, anekdotlar için de. :)

    YanıtlaSil