16 Haziran 2012 Cumartesi

Stop. Play. Go.

Evet biliyorum, buraları oldukça aksattım. Bazen yazmaktan çekinir oluyor insan, daha bir 'biriktirme evresine giriş 101' tadı yakalanıyor. Cümlelerim samimiyetini kaybetmeye başlamadan sıcağı sıcağına aktarmamanın o hissel gelişimden çok şey götüreceği kanaatindeyim artık. Evet, "samimiyet" önemli.

Bu noktadan şuraya gelmeye çalışıyorum ki, bloğum amacını kaybedeli çok oldu belki ama hafiften bir revizyona gidilebilir. Güncellemek, fikirlerimi aktarmaktan çekinmemek evresine girdiğimi söylüyorum yalnızca. Biriktirme evresinden çıkıp tüketme zamanının gelmesi bu belki. Yine de elinin altındaki yırtık kağıda çiziktirmektense buraya yazmak çok daha somut. Geriye dönüp baktığında attığın adımları daha net görülebilir.

Bir tür panoromadır aslında blog yazıları, o yüzdendir herkese ısrarla yazmalarını söylemem. Gelişim görülmek isteniyorsa, değişimden korkuluyorsa ne kadar yol kat edildiğine dair emarelerle yola daha cesaretli çıkılabilir elbet.

Takip etmeye devam ettiğiniz için teşekkür eder,  güzel günler- ya da daha ziyade geceler- dilerim :)

Dinleyiniz: http://www.youtube.com/watch?v=iATLhq5TrzE

4 yorum:

  1. okunmaya değer bir yazı olmuş.. Aşağı yukarı her blog yazarı yukarıda saydığın evrelerden geçiyor..

    YanıtlaSil
  2. aynen öyle. bence herkes yazmalı ve görmeli gelişimini :)

    YanıtlaSil
  3. saat başı modu değişen biri olarak çok yaşadım sıcağı sıcağına aktarmamanın eksikliğini. haklısın, aklına geldiği anda yazılmalı herşey. En azından yazıların dürüst ve kendiyle barışık; senin de bir gün öyle olman dileğiyle.

    YanıtlaSil
  4. En sıkı takipçin olarak bloğunun bir amacı olduğunu bilmiyordum canım; ancak yazılarını, tarzını, düşüncelerinin çoğunu beğendiğimi zaten biliyorsun. Senin daha ben ilk yazdığın yazıyı bilirim aman aman aman yavrıııım derdim ama demiyorum. Bekliyoruz bakalım kardeşim :)

    YanıtlaSil