Uzatsam elimi tutabilecek kadar yakın ; ama o uzak kalmayı tercih ediyor. Bunu bildiğim içindir ki uzatmıyorum elimi maviliğe , yeşile dokunuyorum çimenlerde geziniyor ellerim. Derken hayallerim geliyor aklıma , uçağa benzettiğim bir bulut geçiyor önümden ve diğer bulutun pürüzsüz pistine iniş yapıyor. Bir diğer bulut -sakallı Noel Baba'nın ren geyikleriymişçesine- dünyanın dönüş hızıyla paralel batıya yol almakta.
"Beni de al!" diyorum.
"Beni de al!". Ama duymuyor beni.
Hafif bir esinti geziniyor tenimde , göz kapaklarım kapanıyor ve izin veriyorum görüntünün zihnimde yer etmesine. 13 sene öncesini hatırlıyorum , 3 sene öncesini... 43 yaşında olduğumu ve hala bulutlara baktığımı görür gibiyim... Ellerimin hala yeşilde gezindiğini , güneşin hala beni baştan çıkarıp maviden vazgeçirebildiğini... Ellerimi uzattığımda bulutların ellerimi tutmadığını , havada kalan nemli ellerimdeki su damlacıklarının yüzüme damladığını... Görür gibiyim...
Gözlerimi kapasam , mavilikteki bir uçak geçse zihnimden... Noel Baba gelse çat kapı , şömineden çıkarsa beni... Açsa perdelerimi , karanlık odama mavi bir ışık dolsa... İçime dolsa mavi , yeşili akıtsa gözlerimden...
Çok mu mavi olurdu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder