Elleri şakladı , gözleri gökyüzünden yüzümüze yağdı ve ay ışığı saçlarından yüzümüze aktı. Şüpheci gözleri bizden arkadaki gitar çalan esmer çocuğa kaydı ve o dansına başladı. Büyülenmişçesine yerime mıhlanmıştım , kırmızı bandanası ile yeşil gözlerinin yere hükmeden uzun eteği ile konuşması mıydı dansı yoksa büyük altın küpelerinin siyah saçlarında dolanması mıydı bilmiyordum. Yalnız ben değildim belli ki böylesine kendinden geçen , cazibesi ile hükmedebildiği. Kendinden emin tavrı beni kendimden almıştı hiç bilmediğim öğrenmediğim dokunamadığım
dikenli bir gül gibiydi güzelliği. Kolayca koparabildiğim papatyalar gibi hemen solup gitmeyecek ya da gönülsüz yaseminler gibi kokusunu üzerime işleyip kaybolmayacaktı ortadan. Kaybolamazdı , ah romen kızı , soğukluğun bir nimet gibi öğretildiği İngiliz kültüründe üşürken içtiğim sıcak şarabım , dikenlerini batır ellerime. Ben sana o esmer çocuğun baktığı gibi bakamam , seni kucaklayamam , kuruyamazsın çürürsün ellerimde. Dudakların dudaklarıma değerse çürürsün , kırmızılığın korkutur düşlerimi. Romen kızı cazibeni saç rüzgarlara , saçlarının kokusunu çarp yüzümüze. Ellerinin birbirine her vuruşunu , eteğini her çekişini göster notalara , göster ki esmer çocukla kuruyasın. Kurumak ki en değerli şeydir bir yaban gülü için sonsuzlaşmaktır.
Senin sonsuz olduğunu bilsem yetecek Romen kızı.
Sen bu şarkıların moduna girmek için kaç kere dinliyorsun bunları : ) Güzel olmuş beğendim, iş var, çalış olacak :D
YanıtlaSilepey bi dinliyorum şarkıların hikayeleri geçer hep aklımdan.yazacağım artık , evet.
YanıtlaSilSence hepsinin bir hikayesi var mı, yoksa bazıları uyum olsun diye uydurulmuşlar mı... Ayrıca 7 oldu, istatistik kasıyorsun di mi.
YanıtlaSilbilmiyorum umurumda da değil açıkçası ben o çerçevede dinlemek istiyorum , 7 olan şey ne ne istatistiği?
YanıtlaSil